Uluslararası hukuk askıda: Netanyahu neden tutuklanmıyor?

Çağdaş Çetindemir / 07.04.2025

7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden Gazze'de gerçekleşen İsrail soykırımına karşı uluslararası hukukun uygulatılmaması, dünya kamuoyunda tartışmalı bir sürecin yaşanmasına neden oluyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) tutuklama kararına rağmen Macaristan Başbakanı Viktor Orban'la Budapeşte'de görüştü. Son olarak da yeni Belçika Başbakanı Bart de Wever, Netanyahu'nun Brüksel'i ziyaret etmesi halinde Belçika'nın UCM'nin tutuklama emrini uygulamayacağını açıkladı. UCM'nin tutuklama emrine uyulmaması ve Netanyahu'yla görüşülmesi ne anlama geliyor? Devletler ya da kişiler bakımından bir yaptırım beklenir mi? Konuyu hukukçular Anadolu Ajansı Teyit Hattı için değerlendirdi. 

"YARGI BAĞIŞIKLIĞI" KURALI

UCM, Türkiye'nin taraf olmadığı Roma Statüsü'nde düzenlenen soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçunun faillerini yargılamak ve hesap verilebilirliği sağlamak için oluşturulan bir uluslararası mahkeme. UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf 125 devlet bulunuyor. Macaristan ve Belçika da taraf ülkelerden ikisi. UCM 21 Kasım 2024'te Netanyahu ve birkaç kişi hakkında yakalama emrine hükmetti. Bazı devletler karara uygulayacaklarını açıkladı. Bazı devletler ise devlet başkanlarının yargı bağışıklığına ilişkin uluslararası hukuk kuralı ile UCM kararının çeliştiğini iddia etti.  Buna göre; İsrail Roma Statüsü'ne taraf olmadığı için Netanyahu'nun yargı bağışıklığı sürüyor.

Orban 22 Kasım 2024'te UCM'nin devam eden bir uyuşmazlığa müdahil olduğunu ve yakalama emrinin kabul edilemez olduğunu belirtti ve Netanyahu'yu Macaristan'a davet etti. Netanyahu'ya yakalanmayacağı garantisi verdi ve uyguladı:  Netanyahu 3 Nisan 2025'te Macaristan’a resmi ziyarette bulundu.

Bu durum, Roma Statüsü'nün 27. Maddesi kapsamında tartışılıyor. Söz konusu madde bağlamında yargı bağışıklığından istifade eden devlet başkanı, hükümet başkanı ya da dışişleri bakanı gibi üst düzey yetkililerin UCM yükümlülükleri karşısında bağışıklık iddiasında bulunamayacağı değerlendiriliyor.

Netanyahu'nun ziyareti bağlamında Orban da aynı gün Roma Statüsü'nden çekileceklerini açıkladı.

AA Analiz için konuyu değerlendiren Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Karaoğlu, sadece açıklama ile Roma Statüsü'nden çekilmenin mümkün olmadığını, statünün 127. maddesinin çekilmenin usulünü düzenlediğini belirtti. Bu maddeye göre, bir taraf devlet statüden çekilmek istiyorsa Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'ne çekilmeye ilişkin bildirimde bulunur ve bu talep ancak 1 yıl sonra hayata geçirilir. Ancak taraf devlet 1 yıldan daha uzun bir süre öngörmüşse daha uzun süre esas alınır. Çekilme ile birlikte çekilmeden önceki döneme ilişkin yükümlülükler kendiliğinden sona ermez.

Karaoğlu, "Görüldüğü üzere, Macaristan hali hazırda Roma Statüsü'ne taraftır ve statüden kaynaklanan yükümlülükler devam etmektedir. Macaristan'ın BM Genel Sekreteri'ne bir an önce bildirimde bulunması da bu yükümlülükleri ortadan kaldırmayacak, en az 1 yıl daha yükümlülükler devam edecektir. Bu anlamda Macaristan'ın Netanyahu'yu yakalayıp UCM'ye teslim etmesi gerekirdi. Zira mahkemenin emrinde kararlarını uygulatacak bir polis gücü bulunmamaktadır ve taraf devletlerin mahkeme ile işbirliği yapması gerekmektedir." dedi. Netanyahu hakkında çıkarılan yakalama emrinin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında çıkarılan yakalama emrine birçok yönden benzediğini ifade eden Karaoğlu, hem İsrail hem de Rusya’nın Roma Statüsü'ne taraf olmadığına ve bazı Avrupa ülkelerinin konuya yaklaşımındaki çifte standarda işaret etti. Karaoğlu, Roma Statüsü’ne taraf devletlerin yükümlülüklerine aykırı davranmayı bırakması ve UCM ile işbirliği yükümlülüğüne uyması gerektiğini belirtti.

UYGULAYICI BM GÜVENLİK KONSEYİ

SUÇLARI SABİT

Anadolu Ajansı Teyit Hattı'na değerlendirmede bulunan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Uluslararası Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özlem Yücel ise süreçle ilgili kararın uygulayıcısı olarak Birleşmiş Milletler(BM) Güvenlik Konseyi'nin önemine dikkati çekti. Yücel şu bilgileri paylaştı:

-       Uluslararası hukukta hiç olmaması gereken, anormal şeyler oluyor.  UCM niye kuruldu? Bu mahkeme, kişileri yargılamak için kuruldu. Devletleri yargılayamaz. Dolayısıyla Macaristan (ve Belçika) devletiyle ilgili bağlayıcı bir karar olmaz.

-       Roma Statüsü'ne taraf olmak devletleri bağlar ama alınan kararların uygulanması BM Güvenlik Konseyi'ne aittir.

-       UCM kararı bağlayıcı olsa da BM Güvenlik Konseyi'nin -ABD vetosu nedeniyle- İsrail aleyhinde bir karar alması ya da UCM kararının uygulanması yönünde zorlayıcı bir adım atması olası görünmüyor.

-       Başka ne yapılabilir? Görüşme kararını alanlar da sorumlu. Suçları sabit. Alınan karara karşı, o kararı alanlara karşı yardım ve yataklık suçu… Bu kişilerin aleyhine de kararlar alınabilir ama yapılır mı bilemiyoruz. Çünkü yine bunu da uygulayacak olan BM Güvenlik Konseyi'dir. Olması gereken bellidir; mahkeme kararını verdi ve açık karar çiğneniyor, yardım ve yataklık var, hemen harekete geçilmelidir.